8 Temmuz 2009 Çarşamba

En güzel AşK..



Yirmi bir yüzyıldır var olan aşk; mistik, egzotik bir çiçek gibi biçim, renk ve koku değiştirir yaşanan her kalpte. Bu değişimde değişmeyen tek bir şey var bende. Tutkulu bir aşk.

O’nu gördüğümde, gözlerimin kenarından uçuveren hüzün, yüreğimin yaldızlanması ve aşkın ayaklarıma dolanması bu tutkulu aşkı anlatmaya yetecektir sanırım. Ne dersiniz?

Diğer insanlarda bir çırpıda tükeniveren aşk, çığ gibi büyüyor bende, gün geçtikçe ayrılanlara inat.

Nedenini soruyorlar son zamanlarda bana. Çok basit. Yüreğinizdeki o minik kıpırtıları karşılıksız sevgiyle beslemek, kalp çarptıran o küçük heyecanları elinizden geldiğince canlı tutabilmek ilk kural. Anlayış ve hoşgörü zaten aşka başlama kuralınız. Bunun yanında her aşkın kanununda önemli yer tutan; karşınızdaki insanı sorgulayıp, yargılamamak. Unutmamanız gereken bir konu da sabır ve zaman.

Duyuyorum, “sorgulayıp, yargılamamak, didişip de kalbimizi yiyip bitiren o tilki düşünceleri, beynimizi kemiren kurtları, karşımızdaki bizi sahiplenen insana sormamak olur mu?“ diyorsunuz. Olur elbet. Aşkta en ağır, uyulması en zor kural bu belki ama yukarda dediğim gibi biraz sabır ve de zaman halledecektir bu işi. İnanın ki, bunlara uyarsanız harfi harfine, karşınızdaki insan size, sizin beklediğiniz cevaplardan daha fazlasını verecektir hem de siz sormadan. Kalbini verecektir, aşka ve size, tüm saflığı ve içtenliğiyle.

Var mı bundan daha güzeli? İşte o vakit aşk yüce aşk, sarmaşık gülleri gibi dolanacaktır kalbinize, gelip sarılacaktır boynunuza hem de koşa koşa. İşte o vakit daha bir aşk kokacaktır kalbiniz. Ve o vakit sizin olacaktır en büyük aşk.

Hiç yorum yok: