23 Haziran 2009 Salı

Aşk, bütün kötü şeyler geçmeden önce hissettiğin şeydir


Çocuk olsaydık, dünyanın en büyük mutluluğunun kumlarla oynamak olduğunu hatırlardık Çocuklar sonsuza kadar kumsalda oynayabilir; kaleler yapar, yıkar ve yeniden yapar, evler yapar, yıkar ve yeniden yapar

Denizin genişliği ve derinliği çocuğun kumsaldaki oyununun rahatına bağlıdır Kumlarla oyununu yarıda keserseniz, deniz bütün sahillerden çekilir, okyanuslar kurur, buharlaşır Ayağına diken batmadan, elini cam kırıkları kanatmadan dilediğince oynayabiliyorsa, deniz sonsuz genişlikte bir evrendir Ona göre, kumsal pürüzsüz ve sınırsız bir mutluluk demektir Dalgaların çağıltısı, yosunların kokusu, güneşin dokunuşu cennetin sonsuzluğunu fısıldar gibidir

Şimdi çocukluğunuza gidin; sizi mutlu eden şeyleri hafızanızda bulmaya çalışın Hatıralarınızda ne zamandır açmadığınız ve içindeki unuttuğunuz çekmeceler gibi küçük ve tatlı şeyler bulacaksınız Meselâ, ne zamandır elinize almadığınız misketlerinizi elinize aldığınızda, gözlerinizde çocuksu bir mutluluğun parıldadığını hissedeceksiniz Şimdi çocuğunuzun saçlarını okşayıp koklarken, farkında olmasanız da, çocukluğun şen şakrak vakitlerinde özlemle beklediğiniz oyuncak bebeklerinize kavuşmanın buğusu saracak gözlerinizi

Çocukluk cennetimizdir Çocuklukta, yaşamanın en küçük detayları bile huzura açılan sihirli kapılardır Damağınıza ansızın değen bir çilek tadı, pencerenizde bir yağmur damlasının süzülerek akması, bir misket şakırtısı, bir dere çağıltısı, bir deniz kıyısı vs sanki içinizde dürülü sonsuz bir yumağı açar gibi, sizi mutluluğun sarayına alır, saf mutlulukların tahtına oturtur

Çocukluğumuzda bu kadar kolayca mutlu olabilirken, büyüdükçe sanki mutsuz ve huzursuz olmayı öğretmişlerdir bize Bir şeyi avuçlamanın hazzı, biri tarafından kucaklanmanın mutluluğu sanki ipi kopmuş uçurtma gibi alıp başını gitmiş, bizi ebediyen terk etmiştir

Sanki küçükken küçük şeyleri büyütüyoruz; daha kolay seviyoruz, daha çok seviniyoruz Büyükken de büyük şeyleri küçültüyoruz; daha zor seviyoruz, daha seyrek seviniyoruz Yeniden sevebilmeyi öğrenmek için, ya içimizdeki çocuğun ellerine dokunacağız ya da çocuklarımızın gözlerini parlatan küçük mutluluk gerekçelerini yeniden keşfedeceğiz Hem böylece, bizim küçümsediğimiz şeyleri çocukların ne kadar büyük gördüğünü hatırlayarak, çocuklarımız için daha çok küçük şey yapmaya başlarız

Şimdi, denizlerin bir avuç kuma sığabileceğine bir kez daha inanmak istiyorsanız, yaşları 4 ile 8 arasında değişen çocukların “Sana göre aşk nedir?” sorusuna verdikleri cevapları okuyun:

“Aşk, bütün kötü şeyler geçmeden önce hissettiğin şeydir”

“Büyükannemin romatizması vardı ve eğilemiyordu Ayak tırnaklarını kesemiyordu Sonra büyükbabam büyükannemin tırnaklarını kesti Ama onun da romatizması vardı Aşk budur”

“Birisi seni sevince senin adını başka türlü söylemeye başlar O zaman anlarsın ki, senin adın onun ağzında huzur içindedir”

“Bir kız bir gün bir parfüm sürer ve oğlan da tıraş kolonyası sürer Sonra teneffüse çıkınca birbirlerini koklarlar O zaman aşk olur…”

“Bir gün birisiyle pizza yemeye gidersin Pizzanın bütün parçalarını ona verirsin Sen açsındır ama o sana hiç pizza vermez Aşk budur”

“Bazen çok yorulursun Biri gelir ve seni güldürür Aşık olursun”

“Aşk şudur Annem babama kahve pişirir Kahveyi babama vermeden önce üstünden azıcık içer Kahvenin güzel olduğunu anlamak için”

“Aşk, hiç durmadan öpmektir Öpmekten yorulduğunda da, yine birlikte olmak istersin ve daha çok konuşursun Annem ve babam bunun gibiler Öpüştüklerinde muhteşem görünüyorlar”

“Sevdiğine kendin hakkında kötü bir şey söylersin Bunu söylediğin için seni hiç sevmeyecek sanırsın Ama seni yine sevdiğini söyler; hatta daha çok sevmeye başlar Bu aşktır”

“Birine tişörtünü çok sevdiğini söylersin Sonra onu yarın da giyer, yarından sonra da…” “Minik yaşlı bir kadınla minik yaşlı bir erkek birbirlerini çok seviyorlarsa bu aşktır Çünkü birbirlerini çok iyi tanıyorlar”

“Beni en çok annem seviyor; çünkü yatmadan önce beni öpüyor”

“Annem babama pilicin en iyi parçasını verir Bu aşktır”

“Bazen babam çok yoruluyor, çok terliyor, çok pis kokuyor Ama annem ona ‘Sen Brad Pitt’den yakışıklısın’ diyor O zaman aşk oluyor”

“Köpeğimi yalnız bırakıp gittiğimde bile, akşam beni yalıyor Bu aşktır”

“Ablam beni çok seviyor Bunu biliyorum Bana eskiyen elbiselerini veriyor Sonra, yeni elbise almak zorunda kalıyor”

“Birini sevince, göz kapakların bir yukarı kalkar, bir aşağı iner ve gözünden yıldızlar çıkmaya başlar”

“Bence birini gerçekten seviyorsan ona ‘Seni seviyorum’ diyebilirsin Ve gerçekten onu seviyorsan, ona hep öyle söylemelisin”


Senai Demirci

Hiç yorum yok: