21 Şubat 2009 Cumartesi

Cemreler, insan için düşer

Bir işarettir cemre.

Kara kışların ardından, soğuk beyazların arasından, pembeli yeşilli baharlar
gözümüz önüne serilir.

Bilinmezlikler içinden, tam vaktinde, rengi, kokusu, lezzeti yerinde
nimetler gönderenden bir işarettir cemre.

Kupkuru dallara yaprak yaprak can, suyu çekilmiş ırmaklara gürül gürül
heyecan veren...

Kuş sütünü eksik etmeyen sofraları kıskandıracak, herkesi doyuran
ziyafetlere buyur eden birinden işarettir...

Başlangıçtır cemre...

Cemre, havaya düşer!

Yağmurlar sağılır bulutlardan, uzaklardan tertemiz nefesleri yüklenir
getirir rüzgârlar... Güneşin solgun yüzüne kan gelir, ışıl ışıl durdurulur
üstümüzde. Gökyüzüne her bakışımızda gözbebeklerimize cemreler düşer...

Cemre suya düşer!

Bir taze tomurcuktur çocuk... Rahmet, bardaktan boşanırcasına, annelerin
göğsüne dolar, oradan dağıtılır bütün yavrulara... Çocuk tomurcuklar
çiçeklenir, çocuklar yarın, yarınlar bahar kokar...

Cemre, toprağa düşer!

Toprağı dost, toprağı kardeş bilenlerin kanla suladıkları vatanlara
mükâfattır cemre... İnsan, kaleler geçer toprak için, geçilmesini istemediği
topraklara kaleler diker. Gülle gülle kalelere düşer cemre, fetih olur.
Cemre, aşk olur kalbe düşer, bir Mehmed bir Mayıs günü Fatih olur...

Havaya düşer cemre...

Cemre, suya düşer...

Toprağa düşer cemre...

Cemreler, insan için düşer!

İnsan için süslenir baharda yeryüzü, her baharda semâdan, sırlara sarılı
ikramlar gönderilir.

İstemek ile şükür, tövbe ile affedilmenin binbir yolunda öyle hızlı koşarız
ki... Öyle çabuk varırız ki... Kıskanır insanı baharlar...

Çünkü... Cemre, insana düşer!

Hiç yorum yok: