19 Ocak 2009 Pazartesi

"Biz" Çok Yaşayalım..Siz de Görün.. :)




Biz'i hatırladıkça başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyor yüreğimiz...
Ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla O hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsak gün boyu nedensiz... ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsak bu hislerin...
Beraberken pervaneleşen yelkovanlar, Biz'siz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain...
sınıfta, büroda, yolda, yatakta içimiz içimize sığmıyor, Biz'den söz edilince yüzümüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa,
ve , her durduğumuz yerde beraber duruyor, her baktığımız yerden birbirimize bakıyor, keyiflendikçe beraber gülüp, hüzünlendikçe beraber ağlıyorsak...
dünyanın en güzel yeri Beraber oldugumuz yer, en güzel kokusu bedenimizdeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerimizdeki kederse...
hayat Biz'imle güzel ve Bizsiz müptezelse...
elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü pembeyse,
kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar...
her şiirde anlatılan Biz'se... her filmin kahramanı Biz... her roman Biz'den söz ediyor, her çiçek Biz'e açıyorsa...
bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerimizden çekiştirip beynimizi acıtıyorsa,
iştahımız kapanıyor, iştahımız açılıyor, iştahımız şaşırıyorsa...
iştahımız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa...
elimiz telefonda yaşıyor, işaret parmağımızla ha bire Biz'i tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın Birimizden Bir'i olduğunu adımız gibi biliyorsak...
mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona O diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi O’na yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken "keşke O anlatsa" diye iç geçiriyorsak...
kokusu burnumuzdan, sureti gözümüzden, sesi kulağımızdan, teni aklımızdan silinmiyorsa bir türlü...
özlemi, sol göğsümüzün altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsak gün boyu...
hem kimseler duymasın, hem cümlealem bilsin istiyorsak...
Biz'siz geceler ıssız, sokaklar öksüzse...
ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse...
gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de;
bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep Biz'im yüzü suyu hürmetimizeyse...
uğrumuza ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa...
dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu BİZİ zerrece ilgilendirmiyorsa,
nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsak ve bütün bu hallerimize biz bile akıl erdiremiyorsak...
kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim...
gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa...
Her gidişte ayaklarımız "Geri dön" diye yalpalıyorsa ve biz kendimize rağmen dönüyorsak, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla...
...o halde bugün BİZİM günümüz!..
"Biz" Çok Yaşayalım..Siz'de Görün ;)

Hiç yorum yok: