12 Temmuz 2009 Pazar

Erkeklik notları (Bilmem kaç?) - Selahattin Duman

Selahattin Duman | 16.11.2005

Bu sıralarda erkeklikten söz etmek çok ters.. Elimizde üç beş dayak vukuatı var ki yenilir yutulur gibi değil.. Savunulamaz.. Hâl böyleyken kadın erkek ilişkisi üzerine ne söyleyeceksin? Benimkisi bir iki basit teknik öğretmek.. O kadar..

Ben "kadınlarla tartışma" konusunda fikrini daha önce söylemiş bir erkeğim..

Aslında hemen her konuda fikir beyan etmekten sakınmadığım için adımın "kadın düşmanına" çıktığını duyuyorum.. Yok böyle birşey.. Tam tersine.. Çevreme baktığımda kendimden daha "nisasever" birini göremiyorum..

Tartışmaya gelince..

Sık sık söylediğim gibi.. Bir erkeğin kadınla tartışmasını "solucanın tavukla tartışmasına" benzetirim.. Tavukla tartışan bir solucanın kazandığını kimse görmemiştir..

Çünkü tartışma daima bir gaga darbesiyle sonuçlanmıştır..

***

İki üç gündür gazetelerin aktüel konusu ise dayak yiyen ünlü mankenler, sinema oyuncuları, sahne insanları..

İyi kötü, çoğunu gazetelerden takip ediyorsunuz..

Ortak özellikleri vakti geldiğinde "aşk üzerine iri laflar etmeleri"dir.. Hepsinin birer sanal "beyaz atlı prensi" vardır.. Aşka inanırlar.. Dünyanın aşk ekseni etrafında döndüğünü savunurlar..

Sonra dayağı yiyip otururlar..

Nasıl tartışma?
Manken kızımız anlatıyor.. Ben aklımda kalanı, onun ağzından elifi elifine çıkmış gibi yazıyorum..

"Tartışıyorduk.. Senin g..ün fena kalktı, deyip vurdu.. Yere düştüm.. Ayağı ile yüzüme bastı.. Elmacık kemiğim kırıldı.."

Oğlan belli ki kızın "başa çıkamadığı fikirlerini" ezmek istemiş.. Ayak tabanını kullanması o yüzden..

Öbürünün tartışma sebebi başka.. Teknik bir konu.. Eve niye gelmedin, saza niye gelmedin meselesi..

Bir tokatla kızcağız şallak mallak olmuş..

Nasıl vurduysa zalimin oğlu, kızın suratında iz bırakmış.. Ele güne karşı suçu evdeki kediye yüklemişler..

"Kedi cırmıkladı, böyle oldu.."

Üçüncü vukuatın sebebi belli değil.. Tartışmanın konusu yani.. Atılan sert bir kafa darbesi var.. Kızda burun kırık.. Şekil kayık..

***

"Hayvanı beslemeyi unuttuk.. Yüzümü kedi cırmıkladı.."

"Evin içinde sağlıklı hayat yürüyüşü yapıyordum.. Burnumu kapıya çarptım.."

"Arabanın kapısını kapatıyordum.. Meğer başım içerde kalmış.. Kapı yüzüme kapanınca şakak kemiğim kırıldı.."

Erkek tarafı bu aşamada suskun..

Sadece birinden itiraz çıktığını okuduk.. O da bunun ev içi sırrı olduğunu, kamuoyunun önünde uluorta konuşulmaması icap ettiğini söylüyor..

Ve "suratını kedi cırmıklamış" sevgilisini boşboğazlığı yüzünden kınıyor.. Belli ki kızı eline bir daha geçirirse yine kediyi üzerine salacak..

Tartışmak zararlı..
Bu noktada konuya müdahil olmamın sebebi başka.. Erkek kısmını bir kez daha uyarmak ve "tavukla tartışma" konusunda eğitmek istiyorum..

Basit teknikler öğreterek..

Temsil.. Erkeğin bir tartışmada uyması gereken bir numaralı kural şudur.. Sesini yükseltmemek..

Sesine sahip çıkacaksın.. Erkek kısmının natıkası yaradılışın bir hikmeti, nisa taifesine göre geridir.. Kızlar erkeklerden hem daha erken konuşur hem de daha güzel konuşur..

Erkek oyunda "Haaa.. Hooo.." gibi saldırı sayhaları ile kendini ifade ederken, kız güzel güzel cümle kurar..

Bir kız çocuğunun iki yaşında konuşmaya başladığını varsayarsak, bundan sonra gelen beş yılı aralıksız çenebazlıkla, pratik yapmakla geçirir..

Erkek çocuğu ise konuşmayı öğrendikten sonraki beş yılını çükünü çekiştirerek zayi eder.. O yüzden tartışmalarda işe yarayacak olan belagate sahip olamaz..

Konuşamadığı için bağırmaya başlar.. Bağırdığı anda da kaybeder.. Bağırmayın, dememin sebebi budur.. Konuşamıyorsanız susun..

***

Bazı erkek yandaşı düşünürler, tartışmalarda kazanmanın yolunu gösterirken erkeklere "Siz de onlar gibi dırdır yapın.." aklını verirler..

Amaç kontura, sürkontur çektirmek..

Ancak kadının sinirleri daha sağlamdır.. Üstelik ayrıntıları kullanma konusunda daha yeteneklidirler..

Adam lâl olur..
Diyelim ki "unutmak üzerine" tartışma çıktı ve erkeğin istediği bir şeyi yerine getirme konusunda unutan taraf kadın.. Erkek olayı "aptallık" sonucuna getirip, tartışmayı düğümler..

Kadın ise "Yanıma para almamışım, istediğin şeyi o yüzden alamadım.." diyen bir erkeğin mazeret cümlesinden beş ayrı tartışma konusu daha çıkarır..

"Sen zaten benim istediklerimi hatırlamazsın.."

"Hep unutuyorsun.. Sen böylesin işte.."

"Cimrisin.. Bile bile yanına para almıyorsun.."

"Bir arkadaşından borç almayı da mı akıl edemedin?"

"Kırk yılda bir senden birşey istedik.."

Böyle bir durumda erkeğin kuracağı tek bir savunma cümlesi daha beş ayrı tartışmaya yol açabilir.. Çare kadınlarla dırdır yarışına girmek değil, tam tersine susmaktır..

Sessizliğiniz hiç değilse, beklediği karşılığı alamayan kadının sinirini bozacaktır..

Kazanmak da kötü..
Olur ya! Hani "İlâhi tüfek, attığın taşa bak.. Vurduğun kuşa bak.." dedikleri gibi kazanacağınız tuttu.. Veya kadınınız tartışma konusunda sizden de yeteneksiz çıktı..

Böyle bir zaferin hayrını gören erkek olmamıştır..

Kadın nadir de olsa kaybettiği bir kavgadan sonra intikam için fırsat kollamaya başlar.. Zaten hafızaları Beyaz Saray kayıtlarından daha sağlamdır..

Olmadık yerde sizden acısını çıkarır..

Yirmi beş senelik evli bir çift arasında çıkan tartışmada kadının "nişanlılık döneminde" kırdığınız bir potu kafanıza kakma yeteneği vardır..

Siz evlilik tarihini bile kayıtlardan silmişken, erken-sersemlik dönemine dair gaflarınız beklemediğiniz bir anda ısıtılır, önünüze konur.. İyice alıklaşırsınız..

Daha doğrusu sersemlik katsayınızı zamlarsınız..

"Sessizliğinizi asla bozmayın.." diye ısrar edişim bundandır.. Susun.. Suskunluğunuz taş gibi olsun.. Çaresizliğiniz anıtlaşsın..

Hiç yorum yok: