4 Temmuz 2009 Cumartesi

Hoşça Bakın Zatınıza | Şeyh Galip


Hoşça bak zatına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dide-i ekvân olan âdemsin sen

Şeyh Galib


Zatına (kendine) hoşça (iyece) bak; zira sen yartılmışların gözbebeği ve alemin çekirdeği (özü) olan insansın.

İnsanın kendinin farkına varması gerektiğinin vurgulandığı bu güzel beyitte aynı zamanda her insanın ne kadar kıymetli bir varlık oluşunun da ifadesi vücut bulmuştur âdeta. Eski kültürümüzdeki insan ve insanın değeri telakkisini (anlayışını) bütün gerçekliğiyle ortaya seren bu müstesna beyit içten (kendimizden) dışa doğru (çevremize) bakışımızın nasıl olması gerektiğinin de ipuçlarını vermektedir. Kendine iyi(ce) bakmak hiç de azımsanacak bir şey değildir özünde.

Beyite ilhamını veren ve hadis olarak rivayet edilen "Men arefe nefsehu, fekad arefe Rabbehu (Nefsini/kendini bilen Rabbini bilir.)" sözünü de işte tam bu noktada hatırlamak ve kendine hoşça bakmaktaki anlam perdesi birazcık da olsa aralayabilmek ise oldukça çetin ve dikenli bir yolda yüremek anlamına gelmektedir. Belki de onun için Galib, Hüsn ü Aşk adlı temsili/alegorik/simgesel eserinde edebiyatımızın zirvelerinde dolaşırken, mesnevinin kahramanı olan Aşk, mumdan kayıklarla ateş denizi geçmek ve binbir zorlukla dolu bir yolculuğu çıkmak zorunda kalır.

Hepiniz hoşça bakın zatınıza...

(Alıntı |La_Edri)

Hiç yorum yok: