4 Temmuz 2009 Cumartesi

Hüsn-ü Aşk Mesnevisi | Şeyh Galip


Tek Hüsn İçin Aşk Ah Kılsın, Dünya Yıkılırsa Ha Yıkılsın...!




Hüsn ü Aşk (Güzellik ve Aşk) adlı mesnevi Şeyh Galip'in (1757-1799) başyapıtıdır. 2101 beyittir.Kendisi bu eseri, 1782 ' de girdiği bir iddia üzerine 6 ayda yazmıştır.bir oturumda Nâbî'nin Hayr-âbâd isimli eserinin fazla övülmesinden rahatsız olarak eseri yazmaya karar verdiğini belirtir. Şeyh Galib, Nâbî'nin eserinin özgün olmadığını öne sürmüş ve özgün bir eser kaleme almak istemiştir.Eserin her bir satırında tasavvufi simgeler bulunur; kişi isimlerinden, yer isimlerine ve benzetmelere kadar. Hüsn ü Aşk, kurgusal anlamda Hüsn (Güzellik) isminde bir kız ile Aşk isminde bir erkeğin aşkını anlatan, tasavvufi bir tema ve temele sahip bir mesnevidir.

Bu masalsı güzelliğin konusu şöyledir;

Hayatları ızdırap; gönülleri sevgiyle dolu olan bu kabilede olağanüstü tabiat olaylarının yaşandığı bir gecede iki çocuk doğar. Kıza Hüsn, erkeğe de Aşk adını koyarlar. Hüsn’ün beşiğini Kader sallar. Aşk ise ağlayarak büyümektedir.

Büyüyünce Mekteb-i Edeb’te (Terbiye Okulu) Molla-yı Cünûn’dan (Çılgınlık hocası) yalnızca aşk ve sevgi üzerine dersler okurlar. Bu dönemde Nüzhetgâh’ı (mânâ mesiresi) dolanıp Feyz (Bereket) havuzunda kendi güzelliklerini seyrederler. Bir ara yanlarına kabilenin en kalender kabadayısı olan Hayret (Kendinden geçiş) gelir. Hüsn ondan çekinip evine kapanır. Sühan (Söz), ikisinin mektuplaşmalarını sağlar. Hüsn’e İsmet (Masumluk) dadılık eder. Aşk’ın lalası ise Gayret’tir. (Çalışıp çabalama)


Aşk, ayrılığa dayanamayıp kabile ulularından Hüsn’ü ister. Onlar da Kalb (Gönül) Ülkesindeki Kimyâ’yı (İksir, tılsım) elde etmesini şart koşarlar. Aşk, lalası Gayret ile birlikte yola çıkar. Bu yok tıpkı masallardaki gibi tehlikelerle doludur. Sühan’ın yardımıyla karşılaştıkları bütün tehlikelerden kurtulurlar. İlk adımda bir kuyuya (çile) düşerler. Buradan kurtulup Harâbe-i Gam’da (Gam Harabesi, dünya nimetlerine karşı nefsi öldürüş) yürürler. Oradaki cadı (şehvani istek) elinden kurtulup Kalp şehrinin bulunduğu Çin diyarına ulaşırlar. Çin’de Aşk’ın karşısına, Hüsn’e çok benzeyen Hoşrübâ adlı bir kız çıkar. Dostlukları artınca birlikte Zâtüssuver (Görüntü yurdu) kalesine girerler. Burası dünyanın temsîlidir. Bir zaman sonra Aşk buradan kurtulmak ister. Gayret’in öğütleri sonucu Aşkar adlı atına biner. Aşkar bir anda bin yıllık yol aştığı halde bir türlü kalenin dışına çıkamaz. İmdada Sühan yetişir.

Yolculuğunun son durağı Kalp kalesidir. Burası, çekilen bütün sıkıntıları unutturacak kadar güzeldir. Aşk burada harikûlade bir resim görür, ve sevgilisi Hüsn’e kavuşur.

HÜSN-Ü AŞK MESNEVİSİ
ŞEYH GALİP

[Alıntı |La_Edri]

Hiç yorum yok: